22 Temmuz 2020 Çarşamba

Ve Geçen Gün "Gabriel" İstanbul'a Geri Döndü

 Evet! Doğru duydun sevgili okur; geri döndüm!
 Son 1 aydır fala İstanbul'a taşınmakla uğraşıyorum. Gerçi bu en az 1 yıllık mesele de; neyse. Fakat sonunda başardım! Baya pılımı pırtımı topladıııım; 5 sene önce apar topar terk ettiğim şehre tekrar ayak bastım. Ve şimdi sorarım sana; naber?
 Aslında seninle konuşmak istediğim bir sürü ciddili konu var ama daha yeni bir araya geldik. Hemen darlamayayım seni. Önce ne var ne yok onu konuşalım. Bir de sana vermem gereken bazı sözler var; yoksa hiç bir bok yapmadan günlerimi harcayıp duruyorum.
 Örneğin bugünden itibaren her ay en az iki yazı yazmaya niyetliyim. Diyeceksin ki " Eşşoğlusu 5 yıldır nerdeydin?" Hah bak o çok güzel konu hadi onu anlatayım.
 Bu arada bazen işe de bakıyorum sevgili okur; o yüzden yazmaya ara veriyorum. Satırlar arasında uyumsuzluk görürsen çok takılma olur mu? Canımsın.
 Şimdi ne diyorduk; Hah! 5 yıldır neredeydim? Cevap veriyorum! Kocaeli'deydim. Evet. Kocaeli'deydim. 10 yıllık arkadaşım ( kardeşim kardeşim) Safir'in çalıştığı yerde uygun kiralık ev vardı oraya gittim. Uygun dediğim; hani İstanbul'daki bir evin kirasının 5'te 1'i falan. Öyle ucuz.
 Neyse işte gittim; yerleştim falan. Her şey güzel. Yalnız yaşama olayının heyecanı da var çünkü benim gibi İstanbul'da hızlı yaşayan tipleri bilirsin sevgili okur; en büyük sıkıntımız yatacak yerimizin olmamasıdır. Yani anlayacağın her şey çok güzel... sanıyor insan ama; sıcağıyla anlamıyorsun. Dur dur anlatacağım.
 İlk bir kaç ay güzel tabi İstanbul'a çok uzak değilim. Tanıdığım insanlar geliyor gidiyor. Yeni insanlarla tanışıyorum onlar geliyor gidiyor. Anne tabi özlüyor bir fırsat buluyor atlıyor geliyor. Yani böyle nasıl güzel her şey! Yaşıyorum bu hayatı!
 Da; sonra ne oluyorsa yavaşlıyor her şey. Daha az yeni insanla tanışılıyor. Anne gelmemeye başlıyor. O hareketlilik böyle nasıl diyeyim, tam kesilmek de değil de, ortalık bir sakinliyor işte anladın sen. Şimdi diyeceksin ki " E bütün derdin kimse gelmiyor meselesi mi?" Haklısın öyle gibi görünüyor ama öyle değil.
 Şimdi dedim ya evin kirası çok uygun diye; işte onun bir nedeni, evin konumu. Ev öyle bir yerde ki; sahile insen 1 saat yürümen lazım; merkeze gitsen 40 dakika otobüs ( evet araçsızlığın gözü kör olsun) Diyelim merkeze gittin; geri dönmek için son araç gece yarısı bitiyor. Yani benim alışkın olduğum hiç bir şeyi yaşayamıyorum istediğim gibi. O yüzden sevgili okurcuğum; bu Gabriel kişisi sıkılmaya başladı. Sıkıldıııı sıkıldııı sıkıldııı. Yok ama, patlamadı merak etme. Çünkü başta söyledim ya; Safir de yakınlardaydı. O yüzden bu sıkıntı biraz törpülenebildi. ( Burdan sevgili kankacığıma sesleniyorum; 6 olunca gang atıcam... Anladı o...)
 Neyse sevgili okur, şimdi o 5 sene içinde olan bir sürü olay bir sürü dedikodu da var da, onları anlatmaya kalkarsam bu yazı bitmez. Zaten çalışma masam daha gelmedi, sırtım ağrıyor. O da gelsin şöyle rahat rahat oturayım da öyle yazayım.
 Sonuç olarak kürkçü dükkanındayım sevgili okur. Bir süre de gitmeye niyetim yok. ( Özlemişim lan İstanbul'u; Vallahi bak...)
 Merak etme, daha konuşacağımız çok şey var. Hele bir salaklığım var ki... Neyse neyse hadi; daha işim gücüm var sonra şey ederiz.
 Öptüm sevgili okur. Sen şey yapma ben sana yazarım... Hadi görüşürüz.