Geçen haftalarda bir şeyi fark ettim; çağdaşlarım 'Aşk' ve 'Sevgi' kavramlarını karıştırıyorlar. Nasıl yani mi?
Önce tanımlardan başlayalım isterseniz. Aşkın tanımını yapalım mı?
Peki; aşk, çoğunlukla karşı cinsten duygusal ve fiziksel olarak
hoşlanmanın sonucu olarak karşımıza çıkar. Günün çoğunu o'nu düşünerek
geçirirsiniz. O'nun yanında olmak, hatta -bazı kişileri- sadece o'nu
düşünmek bile heyacanlandırır. Söylentiye göre, gözün o'ndan başkasını
görmez. Bir noktadan sonra işin içine cinsel arzulama da karışır ( Aşkın
en sevdiğim bölümü bu :D ).
Aşkın genel tanımı sanırım yaklaşık olarak böyle. İşin kimyasına girmeyeceğim çünkü çok iyi bilmiyorum.
Ancak, 'Aşk'ın pis bir tarafı vardır; karşılık bulamadığı zaman azalır.
Zaten karşılıksız aşk denen şey 'Aşk' değildir, sadece hoşlanmaya
verilen farklı bir isimdir.
Aşk, karşılıklı yaşanmalıdır. Yani aşık kimse, kendisine aşık olunmasını ister.
TEKRAR EDİYORUM, AŞK KARŞILIK BEKLER!!!
Hayır, sinirlenmedim, sadece yazının kilit noktasını vurgulamaya çalışıyorum :)
Tamam; aşktan çok bahsettik, peki 'Sevgi' de ne oluyor?
Bana ne kadar katılırsınız bilmiyorum ama, Sevgi, bir canlının ya da
bir varlığın sadece 'var olmasına' karşı beslenen bir duygudur. Yine bir
"nasıl yani?" duyuyorum sanırım; hemen örneksel açıklamaya geçeyim.
En
basitten başlıyorum, anne - babasını sevmeyen, en nefret ettiği anda
bile ona sevgi beslemeyen var mı aranızda? Peki anne-babanızın her an
yanında olmak istiyor musunuz? Ya da gününüzün çoğunu onları düşünerek
geçiriyor musunuz? Biraz daha ileri gidersek, onlardan cinsel bi
beklentiniz var mı?? ( Bu yargılama sorusu değil, karşılaştırma
sorusudur. Çok abartmayın)
Olaya başka bi açıdan bakalım,
Dostlarınız, arkadaşlarınız vardır elbet. Çok açık söyleyeceğim, onları
sevmek için, sevgilinizden beklediğiniz kadar çok şey bekler misiniz? Ya
da onları sevmek için, onlardan herhangi bir şey bekler misiniz?
Arkadaşınız sizi duygusal olarak doyurmak zorunda değildir. Sadece ara
sıra ikinizin de hoşlandığı şeyleri yapmak, arkadaşınızı sevmek için
yeterlidir. Tabi, arkadaşlık ve dostluk durumlarında istisnalar
olabilir. Ayrıca arkadaşlık ve dostluk olguları birer duygu değil,
ilişki durumudur; kütfen karıştırmayın. Ama bu başka bi konu...( Söz bunu beğenirseniz, o konu üzerine de yazıcam :) )
Şimdi bazıları " Ama benim arkadaşlarım hep aklımda. O nasıl olacak?"
diyeceklerdir. Şöyle ki, günlük planlarınızı yaparken sevgiliniz dışında
birilerini düşünmeniz, onlara aşık olduğunuzu göstermez. Bu mecburi bir
düşünme durumudur ve genelde sevgilisi olmayanların başına gelir (
nerden mi biliyorum??? ).
Başka bir boyuta daha geçelim, sanırım bu kısım demek istediğimi daha iyi anlatacaktır.
Alışverişe çıktınız ya da dolaşıyorsunuz, ne bileyim... Birden çok güzel bi ayakkabı gördünüz ve aldınız.
Şimdi bu ayakkabıya yoğunlaşalım, ayakkabınıza bir şey olmasını
istemezsiniz. Zarar görmesin, hep sizin olsun. Ama onun size karşı aynı
düşünceleri beslemesini beklemezsiniz ( bekleyeniniz varsa, tanıdığım
çok iyi psikolog arkadaşlarım var; ciddiyim!). Ama onu sevmeye devam
edersiniz. Çünkü o sizindir ve size verebileceği tek şey ayağınızı
korumak ve ayağınızda şık durmaktır.
Demek istediğimi anladınız mı?
Aşk, duygusal ve fiziksel bazda hoşlandığınız birine duyabileceğiniz,
karşılık bekleyerek beslediğiniz bir duygudur. Sevgiyi ise, karşılıksız
beslersiniz. Onun, sizi sevip sevmemesi önemli değildir; sizin onu
seviyor olmanız size yeter. Hem, sevgi çok çeşitlidir; aile sevgisi,
arkadaş-dost sevgisi, eşya sevgisi, sevgili sevgisi...
Nereye
varmaya çalışıyorsun derseniz, beni rahatsız eden bir şey var, aşk
yaşayan arkadaşlarım, ya birbirlerine ' Seni seviyorum' demekte çok
acele ediyorlar, ya da sevgililerinin kendileri için bu cümleyi
kurmamasından şikâyetçiler. Yahu, iyi de, beslediğin duygunun sevgi
olduğuna nasıl hüküm verebiliyorsun? Yani o kişi sana karşılık vermese,
aynı duyguyu beslemeye devam edebileceğine emin misin? Ya da
karşındakinin, seni sevmeden, bunu sana ilan etmesini ne kadar doğru
buluyorsun?
Bu yüzden, sakin olun arkadaşlar, 'Seni seviyorum' çok
değerli ve güçlü bir cümledir, ve öyle sandığınız ve filmlerde
gördüğünüz gibi, her yerde ve her kişiye bolca sunabileceğiniz bir cümle
değildir. Bunu yaparak, kullandığınız cümlenin değerini ve anlamını
düşüyorsunuz.
Yapmayın, etmeyin, bu duyguyu bu kadar basite indirgemeyin.
Duygularınızdan her zaman emin olabilmeniz dileğiyle...
(Not: Eski bir yazımdır kendisi. Buraya koymadığımı fark ettim canım sıkıldı. Paylaştım. İyi de yaptım. Ohhh!!)
Amaaan
YanıtlaSilyine beğendiremedik hatuna...
SilOlsun
Sildiğerlerine de bak
Sil