20 Ocak 2012 Cuma

Biliyorum kızgınsınız...

  Ya da hiç umurunuzda değil. Evet; bir süredir yeni bir şey yazmıyorum. Ama sanmayın ki burayı unuttuğum için; yaklaşık 1 buçuk aydır yazıp yazıp siliyorum. Aslında hiç sevmem yaptığım bir şeyi yok etmeyi; ama nedense bu ara böyle oldu. Bu süre zarfında neler olduğundan bahsedelim mi biraz? Eh, başlayayım o zaman...
  İş hayatındaki bocalama dönemimden sonra İzmir'i fethetmeye gitmiş ve zaferle geri dönmüştüm; hatırlarsınız. Gidişim muhteşem olmuştu ama dönüşüm gayet dandik oldu. Evet, dönüşümün hiç bir özel tarafı olmadı; yine işsizim, yine yalnızım, yine mutsuzum.
  Aslında durum bu kadar vahim değil; sadece sosyal çevre durumu dibe çekiyor. Şöyle ki; Smyrna ( kendisi babam olur) ile bağlarımızı güçlendirme girişimimiz; onun umursamaz tavırlarıyla ( daha doğrusu hala yaşlandığını kabul edememesiyle) başarısız oldu. July'nin Ex'inin ayarlaması gereken ve şu ana kadar haber gelmesini beklediğim iş sonuçsuz kaldı. Bu arada Dede Kut ( anlayacağınız gibi dedem) parasını gereksiz yerlere harcamanın hıncını evdeki taburundan çıkarmaya başladı ki; hiyerarşik sisteme göre 'er' ben olduğum için, en büyük dayağı da ben yiyorum.
  Bu arada; İzmir tayfasıyla da aramızda bir soğukluk var gibi ama, ne bileyim, belki benim kuruntumdur. Yani umarım öyledir... Neyse...
  Bu 3 haftalık süre içerisinde, iki tane de ilişkim(!) oldu. Farkındayım; biraz hızlı gitmişim. Ama inanın bana göründüğü gibi değil. İlki zaten tam bir rezalet! Düşünsenize; internet üzerinden, hiç görmediğin biriyle duygusal (!) bir şeyler paylaşmak... Gerçekten çok saçma ve gereksiz bir olaydı. Bir kere anlattım; bir daha sormayın, oyarım!
  Ama ikinci ilişkim için yukarıda söylediklerimi söylemem imkansız. Uzun zamandır; bu kadar kültürlü, aklı başında, entelektüel bir kadınla bir ilişki yaşamamıştım. İnanın bana; şu ana kadarki ilişkilerim arasında ( ki sayısı konusunda daha önce konuşmuştuk; ya da ben öyle hatırlıyorum... Olmadı onu da yazarım bir ara... ) ilk 5 arasına girebilecek bir kadındı. Hayır, abartmıyorum. Bilmem farkında mısınız; bu aralar, kültürlü bir kadınla karşılaşmakla Jennifer Lopez'le öpüşme ihtimalleri yanyana koşuyor ( tamam, kabul ediyorum; Jenny'le öpüşme ihtimali 3-4 adım önden gidiyor).
  Belki de yakın zamanda bulabileceğim, bana gerçekten çekici gelebilecek 3-5 insandan birini; ilişki yaşamayı unutmuş olmam sebebiyle kaybettim. İnanabiliyor musunuz; ben nasıl duygusal bir ilişki yaşanması gerektiğini unutmuşum. Hani o; " Nerdesin aşkım?" , " N'apıyorsun aşkım?", " Seni çok özledim sevgilim"ler var ya? İşte onlar benim sonum oldu ( Tabii, Kırmızı'nın ve bu aralar yaşadığım saçma salak sorunları ona yansıtmış olmamın da etkisi yok değil... )
  İşte böyle sevgili dostlar; son 1 buçuk ayımın özeti bunun gibi bir şeydi. Bu kadar zaman ara verdikten sonra yazmaya başlamak aslında iyi de geldi. Hayır; yazmaktan vazgeçmek, yapabileceğim bir şey değil. Başınızı ağrıtmaya son sürat devam edeceğim.
  Kanatlarımı açtım; tozu dumana kattım ve gittim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder